23 Kasım 2010 Salı

ADI TATİL AMA...

Ay dostlar sormayın bu ara bir aksiliktir eksik olmuyor başımda. Ne güzel şeyler paylaşıyorum sizlerle derken nazar değdirdim galiba kendi kendime. 

Bayram tatili şöyle uzun, hava böyle güzel derken hiç aklımızda yokken kandırdı bizi arkadaşlarımız. Bu bayram dizimi kırıp evde oturasım, dinlenesim vardı ama kısmette yolculuk varmış.

Biz dört aile, sekiz çocukla düştük yollara. Hava da gerçekten öyle bir güzeldi ki, yaz tatillerindeki sıcak ve  güneş problemi olmadığından bütün zamanı sahilde geçirdik.

Kasım ayında deniz bu kadar mı güzel olur ? Dalga yok, çarşaf gibi, kum ayak yakmıyor, tabi ki su biraz serin ama insan içine girince hemen alışıveriyor. 

Ben havanın güleryüzüne aldanıp kendimi fazlasıyla yaz moduna ayarlamış olacağım ki döneceğimiz günden önceki gece boğazım ağrımaya başladı. Yola çıktığımızda hapşuuularım da başlamıştı. Eve zor attım kendimi ve iki gündür de halsiz bir şekilde dinlenmekteyim.

Hafta sonu yine kursum var Ankara'ya gideceğim. Bu sefer Hayriş'im de misafir olacağım. Dolayısıyla cumaya kadar iyileşmem gerekiyor. Hiç adetim olmasa da bu sefer ilaca başvurmam kaçınılmaz oldu.

Bu arada yolculuğa çıkacağımız gün cadı kızım fotoğraf makinemizi duvara fırlataraktan kırdığı için tatil fotoğrafları çekemedim. Arkadaşlarımdan  çektikleri fotoları alınca tatilin ayrıntılarını sizinle paylaşacağım. 

Şimdilik akan burnum ve sızlayan boğazımla yazabildikleim bu kadar.

Aman kendinize iyi bakın, sakın hastalanmayın...

16 Kasım 2010 Salı

HERKESE İYİ BAYRAMLAR

Kurban Bayramınızı kutlu ve de mutlu olsun !

Sevdiklerinizle birlikte nice mutlu bayramlar geçirmeniz dileğiyle...



Bayram tatilinin sonuna kadar uzaklarda olacağım, dönüşte görüşmek üzere hoşçakalın.

15 Kasım 2010 Pazartesi

KIZIMIN YENİ TİŞÖRTÜ

Özgül Teyzesi  İzmir'den kızıma çok şık ciciler göndermişti.


Yukarıda gördüğünüz tulum bu cicilerden biri. Benim cadı kızım, yaşına göre daha uzun boylu olduğu için maalesef küçük geldi. Bacaklarımızı bir türlü sığdıramadık içine. Ancak sanırım üzerindeki gözlüklü hanımefendiden dolayı kızım çok sevdi bu tulumu. 

Ben de ayak kısmını kesip tulumu tişörte çevirdim. 


Böylece dolapta beklemekten kurtulup, kızımın giyebileceği bir tişört haline geldi. Elbette sadece kesmekle yetinmedim. Hazır elim değmişken bir iki ekleme yaptım.


Tekrar teşekkürler Özgül Teyzemiz.Seni kocaman öpüyoruz.

12 Kasım 2010 Cuma

LİLA VE MOR


Sizlerle Marine Kombinim başlıklı yazımda askeri detaylar eklediğim lacivert ceketimi paylaşmış ve ceketleri başkalaştırmak üzere aklımda başka fikirler de olduğundan bahsetmiştim.

Gördüğünüz mor ceketim bu fikirlerden biri. 


Bu ceket süslemesinin orijinalini ve ayrıntılarını burada bulabilirsiniz.

Ceketle aynı tonda saten şeritler yapmak yerine, ben hazır kurdele kullanmayı tercih ettim, çok daha pratik oldu.

Ceketle aynı tonda veya daha kalın bir kurdele kullanabilirdim. Ben mor ve lilayı kombinlemeyi tercih ettim. Daha ince kurdele seçtiğim için, ceketin kollarına da aynı süslemeyi kullanmakta bir sakınca görmedim.

Bu aralar zamanımın büyük kısmını işte ve kursta geçirdiğim düşünülürse benim için çok kullanışlı bir ceket oldu.

Siz de bu süslemeyi eski bir cekete uygulayıp, yepyeni bir ceket elde edebilirsiniz.

Ne dersiniz?

Beğendiniz mi?

10 Kasım 2010 Çarşamba

A T A ' MIZI SAYGIYLA ANIYORUZ



BÜYÜK ADAM ÖLÜNCE

Sene 1938, 10 Kasım...
İstanbul Üniversitesi’nde saat 9'u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş... Bir Alman profesör var, Hukuk Fakültesinde, o da duymuş, şaşırmış. Derse girsin mi, girmesin mi bir türlü karar veremiyor. O sırada aklına rektöre müracaat etmek gelir. Kalkar, yanına gider. Aralarında şu konuşma geçer:
- Efendim, mütereddidim. Acaba ne yapsam?
- Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu yapın.
İşte o zaman Alman profesör kollarını iki yana sarkıtarak:
- Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki... der.

(Yücebaş, Hilmi, Atatürk'ün Nükteleri-Fıkraları, Hatıraları, İstanbul, Kültür Kitapevi, 1963, Sh. 39)



BÜYÜK ADAM,

KALBİMİZDESİN....

9 Kasım 2010 Salı

OTOBÜSLE SEYAHAT ETMEK

Hafta sonu yine Ankara'daydım dostlar, hayatımın en yorucu seyahatiydi sanırım. Cuma gecesi otobüsle yola çıkıp hiç dinlenmeden Cumartesi sabahı kursa katıldım. İstanbul'dan gelen eğitimcimizin uçağı sis yüzünden rötar yapınca ders geç başladı, akşam geç bitti. 

Sağ olsun eşim beni bu yorucu yolculukta yalnız bırakmadı. 

Cumartesi gecesi eşimle ODTÜ misafirhanesinde kaldık. ODTÜ'de bir gece geçirmek, hem de eşimle birlikte çok güzeldi.

Zaman zaman konuşuruz aramızda keşke üniversite yıllarında tanışmış olsaydık, o yılları birlikte yaşasaydık diye. Üniversitede geçirdiğimiz bir gün bizim için çok keyifli oldu. 

Geç saatler kadar çimlerde oturmak, sinemaya veya bir konsere hatta bir partiye gitmek , kampüsün tadını çıkarmak isterdim ama o kadar yorgundum ki, erkenden uyuyakaldım.

Ertesi sabah erken uyandım haliyle. Bir süre camdan sarı, turuncu ve her tondan kahverengiyle boyanmış harika ODTÜ manzarasını izledim. Sonbahar ODTÜ'de daha bir güzel.


Yurtlar bölgesi dolmuş durağı

Kahvaltımı yapıp, kursa koşturdum yeniden. Dolmuşa binmeyeli yıllar olmuştu. Durakta sıra beklerken sanki yıllar öncesine gittim.Gelip geçen öğrencileri, yıllar önceki arkadaşlarıma benzettim.Adını bile unuttuğum insanlar geldi aklıma.

Pazar günü kursu tamamlayıp akşam otobüsle Kayseri'ye döndük.

Öğrencilik yıllarımdan beri şehirler arası otobüsle seyahat yapmamıştım. Ne çok şey değişmiş. Seyahat süreci değil elbette ama otobüs içindeki konfor pek çok uçaktan daha iyiydi. Genelde uluslararası uçuşlarda sunulan, iç hatlarda çok nadir gördüğümüz küçük ekranlar vardı koltuk arkalarında. Yol boyunca bir çok film seyrettim.

Böylece yorucu seyahatimizin sıkıntısı biraz azalmış oldu.



Seyrettiğim filmlerden biri var ki beni hem çok etkiledi hem de çok eğlendirdi. Filmin adı 'August Rush'.  2007 yapımı olmasına rağmen adını hiç duymamıştım. Film boyunca devam eden müzik ziyafetinin yanısıra masalsı bir anlatımı vardı. Ayrıca film boyunca sunulan enfes New York görüntüleri de filmin bonusu. Kadroda Robin Williams gibi dev bir oyuncu ve profesyonel bir şarkıcı Jonathan Rhys Meyers var. Hele bir de çocuk oyuncu var ki, hem çok şeker hem de çok başarılıydı.

Bu filmin Dvd si bulunabilir mi bilemiyorum ama netten rahatça izleyebilirsiniz.

Keyifli seyirler ...

5 Kasım 2010 Cuma

YENİ PAYLAŞIMLAR UMUDUYLA

Her gün olmasa da en azından iki günde bir sizlerle bir şeyler paylaşmayı görev edinmiştim kendime. Ama son bir kaç haftadır iyice dağıldım. Bir yandan kurs devam ediyor, bir yandan staja başladım, annelik, ev kadınlığı, derken bir yerlerde kaybettim kontrolü.

Sanki ben hayatımı değilde hayat beni yönlendiriyor bir süredir. Hiçbir planımı uygulayamaz oldum. Oysa benim hangi gün hatta hangi saat ne yapacağım belli olurdu günler öncesinden.

Aklımda birikmiş o kadar çok fikir var ki... Hayata geçirilmeden kaldıkça rahatsız oluyorum ama ne yazık ki hiç zamanım yok.

Bugün fark ettim ki bütün hafta sadece tek yazı yazmışım.

Hafta sonu yine Ankara'da olacağım , gelecek hafta daha çok şey paylaşmayı umut ediyorum.

Herkese mutlu hafta sonları !

1 Kasım 2010 Pazartesi

MARİNE KOMBİNİM


Uzun bir aranın ardından geçen hafta kumaşçıma gidip yeni cicilerim için kumaş alışverişi yaptığımdan bahsetmiştim. Modelleri belirleyip kumaşları da biçtim, hatta teğelleyip hazırladım ancak dikiş makinem annemlerin bağ evinde kaldığı için bir türlü dikemedim.

Nihayet geçen hafta sonu dikiş makineme kavuştum ve bir telaşla dikiş dikmeye başladım.

Yukarıda gördüğünüz ceket ve pantolon ilk iki parça. 

Her zaman olduğu gibi önce ayakkabıları çok beğenip aldım. Ancak sonra farkettim ki benim pek çok kırmızı kıyafetim olmasına rağmen pek fazla beyaz ve lacivert kıyafetim yokmuş. 

Anlayacağınız bu lacivert ceket bu ayakkabıların hatırına tasarlandı.

Geçen seneden beri süre gelen ve bu yıl hatta gelecek yıl da devam edeceği öngörülen askeri trende uygun bir şeyler dikmek istiyordum zaten.


Ceketin üzerindeki ilikleri grogren kurdele ile yaptım. Gümüş gri metal düğmeleri almaya henüz fırsatım olmadığından düğmesiz halini görüyorsunuz.

Siz de dikmeseniz bile hazır alacağınız bir hırkanın üzerine kurdele veya kordonla askeri detaylar yapıp, bambaşka bir kıyafet elde edebilirsiniz.

Hırkaların başkalaştırmak üzere aklımda bir kaç tasarım daha var. Umarım yakın zaman da onları sizinle paylaşbilirim.

Şimdilik bu kadar.

Sevgiyle kalın !