17 Ağustos 2010 Salı

KIRK BİR KERE MAŞALLAH


15 Ağustos sevgili eşimin doğumgünüydü. Her sene olduğu gibi bu sene de arka arkaya birkaç gün sürdü kutlamalarımız. 

Doğum günümüzün bir gün öncesinde, sevgili arkadaşım Gonca bizi iftar yemeğine davet etmişti. 

Bu fırsatla dostlarımızla da bir kutlama yapmak amacıyla doğumgünü pastamızı yapıp gittik, iftar yemeğine.

Çok sade beyaz kremalı, pembe kekli pastamızın üzerini gerçek güllerle süsledim. Bahçemizdeki güllerin zamanı geçmek üzere olduğu için pek iç açıcı bir görüntü elde edemedim ama pastaya romantik bir görüntü vermeyi başardım sanırım.


Güllere gelince aylık bir düğün dergisinde,çok şık bir düğün pastasının üzerinde görmüştüm.Yapılışını bir köşeye yazmıştım, kısmet kocacığımın doğumgünü pastasınaymış. Nasıl yaptın derseniz: Gülleri güzelce yıkayıp yumurta akına ve şekere bulayıp çok düşük ısıda fırında kuruttum.

Tabiki güller sadece görsel amaçlı, lezzete bir katkıları yok. Ancak gülün reçeli yapıldığına göre, sanırım güller de yenebilir. Tadı nasıl derseniz, hiçbir fikrim yok.

Biz bir zamanlar sadece sekiz kişiydik

İşte bu da yaklaşık on yılın sonunda ulaştığımız resim
Sekiz şeker çocuğun katılımıyla toplam on altı kişiyiz artık 

Gonca'cığımın harika yemekleri, bahçenin huzur dolu atmosferi, dostların sıcak muhabbeti ve çoluk çocuk hepberaber yaptığımız doğumgünü kutlamasıyla unutulmayacak bir iftar yemeğiydi.

Molu Ailesi herşey için teşekkürler.

Bunlar da bizim şimdiden camlara tırmanmış cadı kızlarımız
sırasıyla Ecesu-Burcu-Didem
bir tek en küçüğümüz Ceyda mız eksik
O da bir ayaklansın cadı grubuna katılacak

Hiç yorum yok: