12 Temmuz 2010 Pazartesi

BETTY BOOP SEVDASI 2. PERDE

tişörtümün yeni hali

Betty Boop 'a olan sevdamdan daha önce bahsetmiş ve yenilediğim tişörtümü sizinle 'BETTY BOOP SEVDASI'   başlıklı yazımda sizinle paylaşmıştım.

O yazıda bir yenilenecek bir tişörtüm daha olduğunu anlatmıştım.

tişörtümün ilk hali

Bu tişörtü oğluşum bana doğumgünümde hediye etmişti. Bu sebeple çok kıymetli, vazgeçmem mümkün değil ama hem eskimişti hem de daralmıştı.

İlk tişörtümden sonra bu tişörtü de yenilemeye karar verdim.

Araya pek çok tasarım, dikiş, seyahat vs. girdi. Nihayet tişörtümü yenilemeye vakit bulabildim.

Buyurun Betty Boop sevdasında ikinci perde;


8 Temmuz 2010 Perşembe

MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Bugün Hicri takvime göre Recep ayının 27. günü yani Miraç Kandili.Mübarek üç ayların ikinci önemli gecesi bugün.

Ramazan ayına biraz daha yaklaştığımızın da müjdesidir benim için.

Miraç, Hz. Muhammed'in Mekke'den Kudüs'e oradan da göğe yükselmesidir. İman etmeyenler için olması mümkün olmayan bir olay, ama biz inananlar için kesin bir gerçektir. Bu yönüyle de imanın imtihanıdır bana göre.

Miraç kelime olarak merdiven de anlamına gelirmiş. İnsanoğlunun manevi yükselişinin anahtarı yani merdiveni verilmiştir bu gecede, yani namaz.

Bu yaşıma kadar namaz kılmayı bir türlü günlük yaşantısına sokamayan benim için bu gece çok özel. Her yıl niyet edip, bir türlü uygulayamadığım büyük kararımı hayata geçirip bu günden itibaren namaza başlamak istiyorum.

Siz de bu geceyi boşa geçirmeyin.

Dualarınızda beni de unutmayın.

Herkesin Miraç Kandili mübarek olsun !

7 Temmuz 2010 Çarşamba

KELEBEK AŞKINA


Daha önce ayakkabı sevdamdan ve genelde önce ayakkabı alıp, daha doğrusu aşık olduğum ayakkabıyı alıp, o ayakkabıya uygun kıyafet tasarlamaya çalıştığımdan bahsetmiştim.


Aynı şeyi bu yukarıda gördüğünüz kolye için de yaşadım. Bu kolyeyi belki siz de MANGO mağazalarında görmüşsünüzdür. Ben gördüğüm an aşık oldum. Rengarenk, gösterişli, üstelik  kelebekli...

Bu kolyeyi kullanmak için sarı bir gömlek canlandırdım gözümde.

İşte sarı gömleğim ve kolyem. 



Yalnız henüz karar veremediğim bir şey var ki o da bu gömlek ne renk ayakkabıyla giyilir?

Sarı, çok fazla sarı olur.

Kırmızı, mavi, yeşil, beyaz  veya krem .....

Sizce ?

6 Temmuz 2010 Salı

BİR ZAMANLAR TUNİKTİ.....


Hamileyken almıştım bu tuniği ZARA'dan. Aslında hamile koleksiyonundan değil normal koleksiyondan bir parçaydı ama göğüs altından büzgülü olduğu için hamileyken giymek için ideal bir kıyafetti.

Doğumdan sonra kullanamadım tuniğimi. Çünkü tayt üzerine giyince hala hamile gibi görünüyordum. Malum doğum kilolarımdan hala kurtulamadım.

Kumaş alırken kırmızı ekoseli kumaşı görünce, aklıma tuniğimi bu ekoseli kumaşı kullanarak elbiseye çevirmek geldi.

Ne yazık ki tuniğin ilk halinin fotoğrafını çekmemişim.

Bence yeni hali daha şık ve kullanışlı oldu.

Sıkıldığınız elbiseleri, tunikleri, tişörtleri ve hatta hırkaları benim ekoseli kumaşım gibi renkli kumaşlarla süsleyip, yepyeni bir kıyafet elde edebilirsiniz.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

HUZUR DOLU BİR PAZAR


Her ne kadar et sevmez bir insan olsam da mangal sofraları benim için yazın vazgeçilmezidir. Yemyeşil bir bahçede, şık bir sofra, aile veya dostlarla birlikte serin akşam üstlerinde, mangal kokusu eşliğinde yenen köfteler, kanatlar, özellikle de sucuklar.

Et görmeye dayanamayan ben Kayserili olmaktan mıdır bilmem, bayılıyorum sucuğa pastırmaya. Bir de mangalda pişerse, of of dayanamam.



Yaz bu sene bir türlü gelemedi bizim buralara. Biz de bir türlü bütün aile toplanamadık. Nerdeyse yazın ortasını bulduğumuz şu günlerde nihayet biz biraraya gelip yazın ilk mangalını yakabildik bu pazar.

Oğluşumun masanın yanında poz vermesinin sebebi ne?

Sebep işte bu salata. Oğluşum elleriyle süsledi. Ortadaki domatese ayrıca dikkat!

Mangal canım kardeşime emanetti.

Közlenmiş soğanlar, kırmızı biberler ve domatesler Gülşah'cığımın ellerinden.

Hep beraber soframızı hazırladık, hep beraber keyifli bir sohbetle midelerimizi tıka basa doldurduk.

Organik yumurtalarını bizden esirgemeyen tavuklarımız.




İnsanın tenini okşayan hafif bir esinti, ışıl ışıl bir güneş, mis çiçek kokuları, çam ağaçlarının serin gölgesi ve aile sıcaklığı..... Herşey huzur doluydu. Uzun zamandır bu kadar gevşememiştim ve uzun zamandır bu kadar da yememiştim.

Huzur.............

En büyük zenginlik bence budur!

2 Temmuz 2010 Cuma

KOKOŞ HANIM



Mürdümle mor arası tuniğimi biraz olsun renklendirmek için önce bir kolye yapmak istedim. Ancak tuniğimin kumaşı metale karşı fazlasıyla duyarlı, böylece kolyeden vazgeçtim. 

Daha önce yaptıklarımdan farklı bir broş yapmaya karar verdim. 


Danteldi, boncuktu, deriydi, tüydü derken ortaya bu kokoş hanım çıktı.



















Sadece sırtında büzgü detayı olan tuniğimin aksine fazlasıyla iddialı broşum zıtlıklarıyla güzel bir kombin oluşturdu.

 

Bu da tuniğim ve ayakkabılarım. Beni yakından tanıyan bütün arkadaşlarım bilir, ben bir ayakkabı delisiyim. Her gün bir çift ayakkabı alsam, bıkmam ayakkabılardan. Herşeyden fedakarlık ederim ama ayakkabılarımdan vazgeçemem.Öyle marka takıntım da yoktur. Yeter ki  beni kendine aşık edecek bir detayı olsun. Bazen rengine, bazen topuğuna, bazen ufacık bir aksesuarına vurulur, nerede nasıl giyeceğim diye düşünmeden ayakkabı alırım. Sonra da ayakkabıya kıyafet uydurmaya çalışırım. Bu bahaneyle ayakkabılarımı da sizinle paylaşayım istedim.



Bu arada Özgül'üm tuniğin kumaşı sana tanıdık geldi mi?


Not. Bu arada bu kokoş hanımın adı minik serçe olarak değiştirildi. 10 marifetteki arkadaşlar Sezen Aksu ya benzettiler kendisini. Gerçekten de benziyor değil mi?

1 Temmuz 2010 Perşembe

HER YER ÇİÇEK


Size salonumda değişiklik yapmak isteğimden bahsetmiştim ve salonum için ilk tasarımımı da sizinle 'Bu Ne Bu??? Kırlent Bu!' başlıklı yazımda paylaşmıştım.

 İşte ikinci kırlentim.


Bu sefer kırık beyaz taftadan çiçekler yapıp, ortalarına da pembe boncuklar diktim. 

 

Nasıl yaptın derseniz, şöyle:


 


         

Taftayı ipliklenmeyecek şekilde nasıl kestiğime gelince aşağıda gördüğünüz makasla.


Bu makası yaklaşık 35 yıl önce rahmetli dedem iş için gittiği Gaziantep'ten annem okulda kullansın diye almış.
O zamanlar annem kız meslek lisesinin dikiş bölümünde lise öğrencisiymiş. Düşünün onca yıl saklamış annem ve şimdi ben, benden yaşlı bu makası kullanıyorum. Teşekkürler dedeciğim, mekanın cennet olsun!