22 Mayıs 2012 Salı

OĞLUŞUMUN SÜNNET YATAĞI





Merhaba Dostlar

Herkese kocaman bir M E R H A B A

En son yazımı eylül ayında paylaşmışım sizinle 

Hem de utanmadan çok az kaldı diye de başlıklar atmışım

O kadar da çok şey birikti ki aslında sizinle paylaşacak, nereden başlasam derken Canım Annemin ricası ile oğluşumun sünnet yatağından başlamaya karar verdim.



Geçtiğimiz ocak ayında, okullar yarı yıl tatiline girince oğluşumu sünnet ettirdik. Biliyorsunuz son yıllarda doğumun hemen ardından bebekken sünnet yaptırmak yaygınlaştı. 

Doktorlar böylesinin daha sağlıklı olduğunu söylese de ben, Müslüman olmanın gereği olan bu güzel adeti oğlumun da yaşamasını, hatıraları arasına kaydetmesini istediğimden, psikologların önerisi ile dokuz yaşına bekledik.



Nihayet bu ocak ayında sünnet oldu oğlum. Tabi ki çok zordu canım oğlumu yeşil önlüklerle ameliyathaneye teslim etmek, çıkışını, ayılmasını beklemek. Şükürler olsun sağ salim evimize getirdik oğlumuzu, doktorumuzun maharetli elleri sayesinde kısa ve sorunsuz geçti iyileşme süreci.

Bu sürede yatması için çok özel bir yatak hazırladım oğluma. Benim şehzademe yakışır çok şık bir yatak oldu.



Tasarımını tamamıyla ben yaptım. Zarif arkadaşım Aynur'cuğum, benim için özel olarak ürettirdi kafamdaki yatağı. Buradan bir kez daha ona çok çok teşekkür ediyorum.

Hayatımın her adımında olduğu gibi bu süreçte de yanımda olan Canım Annemle diktik cibinliğini.

Süslemeleri de Babaannemiz, Anneannemiz, Yengemiz, Halamız hep beraber yaptık.



Çok uğraştık, emek verdik, ama değdi. İçimize sindi.

Oğluşumuz da çok mutlu oldu, keyifle yattı yatağında.

Emeği geçen herkese teşekkürler.....

Sünnet düğünümüzü de İnşallah yazın sonunda yapacağız. Düğün hazırlıkları başladı bile.

Yeni paylaşımlarda buluşmak üzere....

Hoşçakalın!

30 Eylül 2011 Cuma

ÇOK AZ KALDI !

Merhabalar, 

Biliyorum ben arayı bir hayli açtım, hoşgörü sınırlarınızı fazlasıyla zorladım. 

Ama inanın çok az kaldı.

İnternet sorunumu çözmek üzereyim.

Size anlatacak neler var neler.


Bu arada geçen cuma günü hayırlısıyla ve nihayet 'İlk İşimi' aldım.

Tam iki yıl olmuş, bu mesleğe sahip olmak için ilk adımı atalı.
İki yılın sonunda bu meslekten ilk işimi alıp, ilk paramı kazandım !
Devamı gelir mi derken, salı günü ikinci işimi aldım. 

Şükürler olsun !

İnsanın emeğinin karşılığını alabilmesi ne güzel bir duyguymuş....

Herkesin emeğinin karşılığını alabilmesi, benim de işlerimin artarak devamının gelmesi dileğiyle.

En kısa zamanda görüşmek üzere .

Sevgilerimle....

5 Ağustos 2011 Cuma

LÜTFEN BENİ UNUTMADIĞINIZI SÖYLEYİN

Cehennem sıcaklarının arasında Yüce Rabbimin bir lütuf olarak bize yaşatığı bu serin Ramazan akşamında oturup iki satır yazmaya vakit buldum nihayet. 

Sizlerle paylaşacak öyle çok şey birikti ki.....

Ama henüz internet problemimizi çözemedik. 

Söz çok yakında yeniden düzenli bir şekilde yazmaya başlayacağım. O zamana dek lütfen unutmayın beni....

Herkese en iyi dileklerimle hayırlı Ramazanlar diliyorum.

Görüşmek üzere.....

6 Nisan 2011 Çarşamba

NİHAYET TEKRAR MERHABA

Sizlerle birşeyler paylaşmayalı bu kadar uzun zaman olduğuna inanamıyorum. Koca bir ay boyunca tek satır yazmamışım. Tabi bu sürenin bir kısmında blogum, bütün bloglar gibi 'mahkeme kararıyla engellenmişti'. Ama bunun dışında benim kendi koşturmacamdan dolayı bu kadar uzun bir ara vermiş oldum.

Sonunda yeni evimize taşındık, aylarca süren tereddütler, araştırmalar sonucu bahçeli bir eve taşınmaya karar verdik. Aslında şahsen ben taşınmaya değil de, eski evimden vazgeçmeye karar verdim.

Evime olan bağlılığımı ve ev değiştirmekle ilgili tereddütlerimi daha önce 'Apartman Dairesi mi, Bahçeli Ev mi?' başlıklı yazımda sizinle paylaşmıştım.

Yeni evle, taşınmayla ilgili detayları, evimdeki yeni tasarımları ilerleyen günlerde sizinle paylaşacağım.

Şimdilik tek söyleyeceğim, kaplumbağanın evini sırtında taşıması hesabı, insan da sevdikleri gibi yuvasını da gönlünde taşırmış, ben bunu öğrendim. Gerisi dört duvarmış. On üç yılın ardından yadırgarım sanmıştım ama yeni evimiz, içinde uyandığımız ilk sabah yuvamız oldu.

Mutluyuz anlayacağınız, hele çocukların değmeyin keyiflerine....

Bir de havalar ısınır da, İnşallah biz de dostlarımızı bahçemizde ağırlamaya başlayabilirsek daha da mutlu olacağız.

En kısa zamanda görüşmek üzere....

24 Şubat 2011 Perşembe

KARŞINIZDA BALERİN KIZIM


Bebekliğinden itibaren müziğe özellikle de dansa karşı özel bir ilgisi var kızımın. Henüz altı aylıkken bile bir melodi duyunca ellerini havaya kaldırıp sallanmaya başlardı.

Dansa olan ilgimiz son zamanlarda, 'Yok Böyle Dans' yarışmasının da katkısıyla tavan yapmış durumda. Fena da dans etmiyor hani. Kendine özgü figürleriyle, her türlü müziğe uyum sağlayıp dans ediyor. 

Dans ederken olmazsa olmazımız da bol etekler ve elbiseler. Dans ederken eteklerinin uçuşması çok hoşuna gidiyor.


Gelecek pazartesi kızımın 3. doğum günü. Doğum günü hediyesi olarak bir balerin kıyafeti dikmek istedim. Kıyafetimizin daha pek çok detayı var ama onları tamamlamayı bekleyemedi benim cadı kızım.

O kadar çok sevdiki kıyafeti bütün gün üzerinden çıkarmadı. Yatağa giderken dil dökerek, zorla çıkardım cicilerini. Yarın sabah uyanır uyanmaz giyilmek üzere odasında bekliyor, balerin kostümümüz. 


Doğum günü kutlamamızda kıyafetimizi diğer detayları tamamlanmış olarak sizlerle tekrar paylaşmak üzere hoşçakalın.


15 Şubat 2011 Salı

SEVGİLİ OLABİLENLERİN SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN !


Kim ne düşünür bilmem ama bizim için özel ve kutlanması elzem bir gündür 'Sevgililer Günü'. 

'Sevgilim' diyerek gönlünüzün en kıymetli tahtına oturttuğunuz o özel insanla, sevgili olabilmeyi kutlamak neden anlamsız olsun ki?
  
Tamam pek çok insan için ticari bir amacı var bugünün ama bizim için sadece birlikteliğimizi kutlamak için bir araç.

Bir de evli, çocuk sahibi çiftlerin 'biz sevgili miyiz ki?' savunmaları var tabi.

Haklılar belki, yıllarca süren bir evliliğin içinde çocuk sahibi olabilse de karşısındakini sevmeyi becerememiş pek çok insan var.

Biz belki de en önce sevgili olduk eşimle. Zamanla pek çok sıfat daha ekledik ilişkimize; eş olduk, arkadaş olduk, yoldaş olduk, dost olduk, sırdaş olduk, anne ve baba olduk.... Ama sevgili olmamızın önüne koymadık hiçbirini, sevgili kalmayı başardık.

Birbirimizi olduğumuz gibi sevebilmeyi, sevilmeye değer erdemlerimizin yanında zaaflarımızla, hatalarımızla, eksiklerimizle kabul edebilmeyi başardık. 

Çok çetin yollardan, dik yokuşlardan, fırtınalı günlerden sonra bile el ele kalmayı becerdik.

Biz sevgili olabildik....

Bu sebeple de bu günü kutlamak hakkımız.

Kutlamadan kastımız hediyeler, güller, pırlantalar, şaşalı yemekler değil.

Sadece birbirimize ayıracağımız bir kaç saat...

Bu sene için planımız o bir kaç saatte romantik bir yemek yiyip,  keyifli bir aşk filmi seyretmek.

Sevgili olabilen veya sevgili kalabilen bütün çiftlerin, 

Sevgililer Günü Kutlu Olsun !!! 

14 Şubat 2011 Pazartesi

MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN !

Bugün malumunuz 14 şubat, ancak hicri takvime göre bugünün çok daha önemli bir anlamı var. Bu sebeple 'Sevgililer Günü' yazımı da, kutlamamızı da yarına erteledik.

Bugün, 'Mevlid Kandili'. Sevgili Peygamberimizin dünyayı şereflendirişinin yıl dönümü.

Bu kutlu doğum gününü layıkıyla kutlayabilmeniz dileğiyle,

MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN !



Not: Bir önceki yazımda bahsettiğim sınavla ilgili tebriklerini gönderen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Sevgili Sibel ne sınavına girdiğimi ve hangi mesleğe başlayacağımı merak etmiş. Sigorta Eksperi olmaya hak kazandım. İnşallah yakın zamanda mesleğimi yapmaya başlayacağım. İlgilenen herkese çok teşekkürler.